Haber

Kılıçdaroğlu bir sözle gelmişti: Önder Sav tarafını belirledi

CHP’de uzun yıllar genel sekreterlik yapan ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan olduktan sonra görevden aldığı Önder Sav, partisindeki koltuk mücadelesini anlattı.

Cumhuriyet gazetesine konuşan Sav, “Siyasi Partiler Kanunu ve CHP Tüzüğü’nde kongrenin en fazla üç yıl içinde toplanacağı, başkan, başbakan ve yüksek disiplin kurulunun seçilmesi gerektiği belirtiliyor. Yönetimin görev süresi” 27 Temmuz’da sona eriyor. Parti hukuken kendini gözden geçirsin.” .

PARTİ BOŞLUKTA KALMAZ

Kılıçdaroğlu’nun kendisinin genel başkanlıktan istifa etmesi halinde parti liderliğinin boş kalacağını iddia ettiğini hatırlatan Sav, şunları kaydetti:

“Geçmişte Atatürk, İsmet İnönü, Bülent Ecevit, Deniz Baykal, Hikmet Çetin ve Altan Öymen başkanlıktan ayrıldığında parti boşlukta mı kaldı? Sayın Kılıçdaroğlu genel başkan olduğunda parti bir boşlukta mıydı? Parti boşlukta kalmaz. Ayrıca Sayın Kılıçdaroğlu, ‘Başkanlık yükünü taşıyacağına inandığım biri varsa onu başkan olarak bırakabilirim’ diyor. Genel liderde aranan özelliklerin başında partinin unsurlarına, program ve tüzüğüne bağlılık gelmektedir. Partinin tecrübesini yok sayarak CHP’yi yönetecek yetenekte kimsenin olmayacağını iddia etmek olağanüstü şaşırtıcı. Kaldı ki, geçmişi temiz, parti ilkelerine bağlı biri çıkarsa başkanlığı ona bırakabileceğini söylemek de kolay değil. Bu söz, CHP’de mazisi temiz kimse yokmuş gibi algılanıyor. Hatta bazı duyarlı üyeler bunu partiye ve kendilerine açık bir hakaret olarak değerlendirebilirler.”

OLAĞANÜSTÜ KONGRE ÇAĞRISI

Şubat 2012 kongresinde tüzükte yapılan değişiklikle son PM toplantısında görevden alınan il ve ilçe yöneticileri için üçte iki çoğunluk arandığını belirten Sav, son PM’de yapılan oylamaya ilişkin şu görüşleri dile getirdi: :

“Önceki düzenlemelerde, itirazın kabulü için Başbakan’da salt çoğunluk aranıyordu. Son yapılan Başbakanlık toplantısında görevden alınan il ve ilçe başkanlarının itirazlarında 31 oy yani salt çoğunluk bulundu. Yani genel başkanın kararlarında adaletsizlik olduğuna dair uyarı çoğunluğu sağlandı. Bu sayı bir anlamda genel lidere ve MYK üyelerine güvensizlik anlamına da gelmektedir. Sırf bu nedenle 26 Temmuz 2020 tarihli kurultayda kendilerini seçen delegelerden çekinmeden güvenoyu istemelidirler. Olağanüstü kurultay daveti ile yeni organ seçimlerini yapmalıdırlar. Olağan kongre için kongre takvimi yürütme bahanesi, Siyasi Partiler Kanunu başkanının kararına karşı geçersizdir. Öte yandan küme başkan yardımcısının MYK’ya katılması da bir yönetmelik kararıdır. Eğer duyumlar doğruysa, küme başkan yardımcısının MYK toplantılarından çıkarılması yönündeki tüzük kararına uymayan bir anlayış CHP’de bugüne kadar görülmemiş bir şey değil.”

‘DEMOKLES’İN KILIÇ İŞE YARAMADI’

Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı yarışına girip girmeyeceği konusunda bir karara varmış gibi görünmediğini kaydeden Sav, şöyle konuştu: “Büyükşehir belediye başkanlığı açısından önümüzdeki Mart 2024’e kadar görevde kalıp kalmayacağı onun için değerlendiriliyor sanırım. Onun zamanında cumhurbaşkanı adayı yapılsaydı demokrasi ve adalet mücadelesi başlatılacak, İmamoğlu Bey’in başına ve Damocles’in kılıcına yönelik ceza tehditleri etkisiz hale getirilebilecekti. Maalesef bu önemli detay gözden kaçmış.”söz konusu.

KILIÇDAROĞLU SÖZÜNÜ UNUTTU

Sav, son seçimlere ilişkin şu tespiti yaptı:

“Bir genel liderin cumhurbaşkanı adayı olması çok doğal. Ancak Sayın Kemal Kılıçdaroğlu 2018’de cumhurbaşkanı adayı olduğunda, Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı adayı olduğunda NTV’de yaptığı açıklamada genel liderin cumhurbaşkanı adayı olmasının hatasına değindi. Son seçimde ‘Bir partinin lideri cumhurbaşkanı olmamalı’ sözünü unuttu ve aday olunca doğal olarak toplumda bir kafa karışıklığı ve tutarsızlık izlenimi yarattı. Yanlış ve hayali, imkansız sözler verildi. Sayın Kılıçdaroğlu başarılı olsaydı muzaffer bir komutan olarak algılanacaktı. Seçim kaybına yönelik eleştirisinde şaşırtıcı ve etik olmayan hiçbir şey yok. CHP Genel Başkanı’nın 10. yenilgisine rağmen görevde kalıcı olma isteği ve ısrarı seçmenin güvenini azalttı. Sayın Kılıçdaroğlu’nun yakın çevresi ve bazı anket şirketleri tarafından yanıltılmasından kaynaklanan bu sonuç, teşkilatımızı ve başarıya susamış seçmenleri üzmüş, hayal kırıklığı ve çaresizliğe yol açmıştır.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu